DÜNÜ DÜNDE BIRAKTIK CANCAĞIZIM BU GÜN YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM DİYENLERLE Mİ?
İnsanoğlunu anlamak tanımak oldukça zordur..
Bunu şimdi daha iyi anlıyorum!.
Neden diyeceksiniz?!!
Hakaretlerin binin bin para ettiği davaların açılıp, insanların biz masumuz, bize destek veren yok mu? diye pencerelerden baktığı insanların cüzzamlı gibi kaçıştığı günlerde tek bir ses tek bir lider haykırıyordu; “Zulme rıza gösteremeyiz! İnsanlar toplu halde suç işlemez devlet suç üretmez. İnsanlara eziyet etmeyin. Çocuklarının gelecekleri ile oynamayın. İşinden aşından etmeyin. Herkes suçlu değildir. Hukuku işletin ‘ADALET – ADALET” diye diye…
Meydanlarda televizyonlarda bir tek ses vardı.. Kemal Kılıçdaroğlu..
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 16.01.2018 tarihli grup toplantısında yani 1 yıl önce bile şunları söylüyordu; “Bugüne kadar saklanan FETÖ’cülerin aniden ortaya çıkmaları manidardır. ‘Garibanla uğraşıldı, arkası olmayanların peşine düşüldü’ algısı maalesef vardır. FETÖ düşmandır, haindir, üzerinden silindir gibi geçilmeli ve yok edilmelidir. Bunun arası ortası, başı sonu, şurası burası, aması ancağı yoktur. Acziyet gösterilirse acınacak hale geliriz.”
Oysa bir başka lider Kemal Kılıçdaroğlu 21.09.2016 tarihinde CNN TÜRK’te “Bugün açıkça söylüyorum 1 milyonun üzerinde mağdur var. Açığa alınan, görevine son verilenlerin sayısı 100 bini buldu. İş dünyasını da koy yanına rakam kaçı bulur. 12 Mart’ı gördük, 27 Mayıs’ta ilkokul öğrencisiydim, 12 Eylül’ü gördüm, 28 Şubat’ı gördüm fakat böyle bir tablo ile ilk kez karşılaşıyorum” diyordu. yani mağdur ve mazlum insanlar olduğunu belirterek onların hakkını savunuyordu..
Bu gün daha çok karamsarlığa düşüyorum. Paylaşımlara bakıyorsun bizim yakıştıramadığımız, terörist diyemediğimiz mafya bozuntusu diyemediğimiz toplu halde suçlama yapamadığımız yapmakta istemediğimiz kesimler kendileri biz ‘teröristtik’ bizi uyaran devlet oldu. Bu gün cezaevine giren bu işin içinde olan bizler bunu hak ettik. Bizim çocuklarımız işsiz kalmış olabilir ama yapılanlar ve muamele haklı!
Deme noktasına gelinmişse gelenler için değil ama en azından o insanların ekmeğinden oldu, işinden oldu boş yere zulum gördüğü tezini savunmamız akıl ve ruh sağlığı açısından toplumsal tepkiler açısından pek fazla mümkün değildir!?
Çünkü; kişinin kendini savunmadığı kendine her türlü suçlamayı yapanlarla birlik olduğu yerde sizin sözünüzün toplum nezdinde bir karşılığı yoktur….
Ama şunu açık yüreklilkle söyleyebilirim ki; kim ne derse desin zulüm kimden ya da kimlerden gelirse gelsin desteklemek onay vermek dünde razı olduğum bir durum değildi bu günde, yarında olmayacaktır!
İnsani hislerimiz olacaktır. Hata yapanlar bilerek ve isteyerek suça karışanlar cezalarını çekecektir. Ama herkes gibi her vatandaş gibi yasal olan yasal yollardan yapılan sendika, dernek vb, yapılarda sadece insani amaçlarla bulunan destek olanların işinden aşından ekmeğinden olması insani olarak kabul edilemez. Düşünen sorgulayan bir birey olarak işadamlarının, itibar sahibi insanların sadece destek verdiği oluşumlar güçlü kaynakları olan devlet tarafından takip edilir suç oluşmadan vatandaşları bu suça bulaşmadan caydırıcı nitelikte açıklamalarla uzaklaştırılır.
Ama dün böyle olmamıştı!
Her şey bir anda olmuş, bir ihanet çetesi arkasına karanlık güçleri alarak bu ülkenin üstüne çullanmıştı.
Bu günde o karanlık dehlizler hala aydınlatılmış değildir.
Tarih yazana kadar bu süreç sadece yaşananlarla kalacak perde arkası ne zaman yazılır, hangi, ülkeler bu işin arkasındadır onu da tarih gösterecektir!!?? Aradan geçen süreçte uzayan mahkemelere içeride bekletilen insanlara rağmen bu gün çok sayıda insan tahliye ediliyorsa, görevine geri döndürülüyorsa ‘ADALET’ tecelli ediyorsa o gün demekki masum insanlar varmış! Demekki haksız yere içeri alınanlar varmış. Demek ki; silindir gibi üzerinden geçmek sadece birilerinin adını yazması sendikaya üye olması ya da bankadan işlem yapması nedeniyle insanların hayatının akışını değiştirmek iftiralara kurban etmek doğru değilmiş!!
Ama düşenin halinden düşen anlarmış diye deyim vardır.. Maalesef artık düşenin halinden ne düşen anlıyor, ne de yaşayan!!!!
Korku ile yaşayan toplumların korkuları ancak kendi rahata erince bir başkasının düşünmeye gerek duymayan insan kitleleri ile dolu…
Ama unutulmamalı ki; doğru tektir ve yanlışta yer tutanlar bir gün yine aynı sonuçla karşılaştıklarında sığınacakları limanlarda hayatın akışına kurban gitmiş olacaktır.
Günlük yaşayanlar günlük düşünenler vitrinde yer bulabilir. Vitrin güzeldir, şatafatlıdır. Ama her vitrinin bir de perde arkası vardır. Vitrinde boy göstermek uğruna, inandıklarını düne kadar savunduklarını bırakanlar, aslında geride bıraktıkları yıkıntıda; kendilerine atılan suçlamaları kabul ettiklerininde göstergesi olduğunu zamanla anlayacak ama iş işten geçmiş olacaktır.
Yaşananlar karşısındadünyaya yön veren bir komutanın sözü geldi aklıma; İnsanları harekete geçirmek için iki manivela vardır: Menfaat ve korku.
(Napoleon Bonapart)
12079