Ünlü düşünür Aristo demişti ki: “Fazilete yol vermeyen bir eğitim, boş bir çaba ve aldatmacadır.” Hoş, iyilik ve güzelliğe götürmeyen faaliyetlere de zaten eğitim denilmez ya. En iyi niyetle dense dense zaman ve enerji kaybı denir herhalde.
15 Temmuz gecesi ve daha öncesinde bu necip millete yaşatılan zulümden çok önemli dersler çıkarılmaya başlandığını sevinç ve takdirle müşahede ediyoruz. Ecdat yadigârı bu topraklarda hasbelkader eğitimci geçinen bendenizin de bu noktada bazı tespitleri ve tavsiyeleri olacak.
Hep birlikte gördük ki imanı, insafı, irfanı, vicdanı, vatan ve millet sevgisi olmayanlar, eğitim kariyerleri hangi seviyede olursa olsun, tüm birikimlerini menfaatleri ve hıyanetleri uğrunda göz kırpmadan seferber edebiliyorlar.
Başka gerekçelerle birlikte işte bu nedenledir ki yeniden bir devlet ve yönetim dizaynı yapılırken eğitim konusu da mutlaka yeni bir bakış açısıyla ele alınmalı. Bu noktada mevcut sistemin açık ve hataları varsa musibeti fırsat bilerek mutlaka telafi yoluna gidilmeli.
Eğitim sisteminin hamisi ve denetleyicisi olan devlet ile birlikte milletçe bu meseleye çözüm bulabiliriz. Zira bu aziz milletin tarihi ve fıtri kodlarında bu zaten mevcut. Bize düşen, üzerimizdeki ölü toprağını bir kenara atarak, yeniden özümüze ve örfümüze dönmenin çarelerini aramaktır.
Öncelikle tüm eğitim kademelerinde ve kurumlarında kişiye ahlak, iman ve dürüstlük gibi meziyetleri kazandırarak, onların ruh dünyalarını inşa ve ihya edecek programlar ve uygulamalar hayata geçirilmelidir. Gördük ki manevi kemalattan nasibdar olmayanlar için maddi inkişaf, kendisine iyilik edeni zehirleyen akrebe dönüşebiliyormuş.
Daha sayamadığım pek çok nedenden dolayı eğitim müfredatı ve programlarında yeni bir sayfa açmalıyız. “Geçmişini bilmeyenin geleceği de olmaz” düsturuyla hareket ederek çocuk ve gençlerimizi;
Şeyh Edebali’nin (hz.)insanı aşan maneviyatı ile
Yavuz Sultan Selim’in çölleri aşan cesareti ile
Fatih Sultan Mehmed’in surları aşan zekâsı ile
Mimar Sinan’ın asırları aşan vizyonu ile
Hacı Bayram-ı Veli’nin (hz.) bedeni aşan seccadesi ile
Nene Hatun’un evlat sevgisini aşan vatan sevgisi ile
Seyit Onbaşı’nın insan takatini aşan iman gücü ile
Tanıştıralım. Ve fazilete yol verelim.
Ne dersiniz?
1204