İKİ UCU KESKİN KILIÇ
İnsanoğlu yaratılış potansiyeli icabı mükemmel bir donanımla dünyaya gelir. Ancak muhtelif nedenlerle var olan mevcut potansiyelini her zaman davranışa ve sonuca dönüştürmek mümkün olmaz.
Mükemmeliyetçilik iki ucu keskin bir kılıca benzer. Mükemmeliyetçi kişiler bir yandan en yüksek standartlara ulaş(tır)mayı beklerlerken diğer yandan da asla hata yapmaması gerektiğine inanırlar. Bu ilk bakışta olumlu bir özellik gibi görünse de aslında ulaşılması mümkün olmayan bir konuma ve duruma umutsuzca erişme çabası anlamına gelir.
Mükemmeliyetçilik, hayatın diğer sahalarında olduğu gibi çocuk yetiştirme konusunda da çocuk ve ebeveyn arasında, işin içinden çıkılamaz önemli problem alanlarından birisi haline geldi.
Bu tutuma sahip anne babalar, çocuktan kusursuz olmalarını ve her şeyi tam yapmalarını beklemektedirler. Oysa bu her şeyden önce çocuk gelişimine zıt bir durumdur. Zira çocuk demek kendini, hayatı ve çevreyi tanımayarak, doğru tutum ve davranışlar sergileme yolunda “öğrenici/acemi” demektir. Nasıl ki direksiyon eğitimi kursuna devam eden birinden kusursuz sürüş beklenemezse, çocuktan da mükemmel tutum ve davranışlar beklemeniz beyhudedir.
Mükemmeliyetçi ebeveyn, sürekli kontrol etme, tekrarlama, sıralama, planlama, düzenleme, erteleme, eleştirme ve başkasını değiştirmeye çalışma gibi tutum ve davranışalar takıntı haline andıran şekilde tekrar ederler.
Mükemmeliyetçi tutuma sahip ebeveyn, bu davranışlarıyla aslında kendilerine zarar verdiklerinin farkında değiller. Mükemmel olma istek ve azimlerinin kendilerine başarı, onay, sevgi ve takdir kazandıracağını sanıyorlar. Ancak unutulmamalıdır ki, başarılı olsalar da, kullandıkları yöntemler onları çok istedikleri “sevgi” ve “kabul görme”den mahrum bırakır.
Diğer taraftan mükemmeliyetçilik ile en iyiyi yapma çabası birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmakla mükemmeliyetçilik farklı şeylerdir.
En iyiyi başarmak için çaba göstermek, başarılı olmayı istemek ya da hedeflerine ulaşmak için çalışmak insana zevk verir. Mükemmeliyetçi kişiler ise hiçbir durumda hata yapılmaması gerektiğine inandıklarından kendilerinden ve yaptıklarından sürekli endişe ederek yaşarlar. Bu da ebeveyni ve çocuğu gerer.
Anne babalar, hata yapma ya da başarısız olma korkusuyla çocukları üzerinde gereksiz baskı oluşturmaktan uzak durmalı. Hayatta doğrular kadar yanlışların da olacağını kabul etmeli. Çocukların hayatı tecrübe ederek öğreneceğinin farkında olmalı. Çocukla ilgili aşırı beklenti, hem çocuğu hem de anne babayı gereksiz yere strese sokar. Baskı altındaki bir çocuğun ise yeteneklerini tam anlamıyla ortaya koyması zordur.
Biliniz ki hayatta mükemmel kimse yoktur. Ve olmayacaktır da. Önemli olan, hayat yolculuğundaki çocukların, mutluluğuna ve başarısına şahitlik etmektir.
120141