NE YAZSAM Kİ!

2016’ya Güneydoğudaki ilçelerde süren hendek operasyonlarıyla girmiştik. Açılım sürecinde dağdan şehirlere inen teröristleri ilçelerimizden yılın ilk günlerinde 250’ye yakın şehit vererek temizleyebildik…
Yıl boyunca adeta başımıza bela olan canlı bomba eylemlerinin ilkini İstanbul Sultanahmet’de yaşadık. 12 Alman turistin can verdiği bu patlama ile terörün milliyet gözetmediğini amacının karışıklık ve kaos olduğunu net bir şekilde görmüş olduk…
Avrupa’ya vizesiz gideceğimiz müjdesini aldığımız 2016’nın ilk aylarında Ankara’da önce Merasim Sokak sonra Kızılay patlamalarıyla sarsıldık. Avrupaya vizesiz gitmek hava da kaldı ama Ankara patlamalarında 67 canımız gitti…
Terörden kaçan Suriyeliler toplumsal anlamda hem misafirimiz hem sorunumuz oldu. Avrupalılar ile yaptığımız pazarlıkla üzerine para vererek bizde kalmalarına razı olduk. Para aldık mı, ne kadar aldık tam olarak kimsenin haberi olmadan üzeri kapandı konunun…
Çok geçmeden bu kez İstanbul İstiklal caddesinde patladı bomba, ucuz atlatmıştık, 5 canımızı verdik toprağa…
Küçücük masum çocuklarımızın kaldığı yurtlar bazen istismar ile bazen yangınlar ile yaktı yüreklerimizi yıl boyunca…
Suriye sınırındaki yerleşim merkezlerimize yıl boyu roket ve havan mermileri düştü. İçerden savunma olmayacak sorunu kaynağından çözelim diyerek Suriye’ye girdik. Fırat Kalkanı ile sınırlarımızı güvenceye alalım derken onlarca askerimiz can vererek şehitler kervanına katıldılar…
Halkın demokrasiye sahip çıktığı bir gece sayesinde 200’den fazla şehitle kanlı darbe girişimi bertaraf edildi. Sonrasında OHAL ilanı ile onbinlerce kamu görevlisi örgütle bağlantılı oldukları gerekçesiyle işlerinden ihraç edildi. Bu aşamada Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle “at izini it izine karıştırdık…
Yaşanan en ilginç gelişme ise vatandaşın oyunu alarak, seçim kazanarak Başbakan olan Ahmet Davutoğlu, kimsenin ne olup bittiğini anlamadan Başbakanlığı bırakmak zorunda kalmasıydı. İktidar partisinin mensuplarından birinin ifadesine göre Yeni Türkiye’nin başbakanının düşük profilli olması gerekiyordu. Ve yeni başbakanımız Binali Yıldırım oldu…
Günler ilerledikce ara ara bombalar patlamaya devam ediyordu. İstanbul Vezneciler’de, Atatürk Havalimanında onlarca canımızı teröre kurban ettik. Yılın son günlerinde önce İstanbul Beşiktaş’da polisimizi bir hafta sonra da Kayseri de askerlerimizi ne yazık ki canlı bombalardan koruyamadık…
Ülkemizde bombalar patlayıp dururken biz toplum olarak anayasa ve başkanlık sistemini tartışıp durduk…
Uçağını düşürdüğümüz için Rusya ile yaşadığımız gerginliği neyse ki diplomatını koruyamadığımız için yaşamadık…
Bütün bu hengamenin arasında Mavi Marmara için İsrail’den aldığımız milyon dolarlar sonucu dava düşürüldü ve konu kapanmış oldu…
Terörden bunalan halkımıza 25 yıl sonra bizim olacak olan iki köprü ve bir Boğaz tüp geçişini hizmete açarak moral vermeye çalıştık. Gerçi geçişlerin son günlerde adeta seferberlik ilanına neden olan Dolar ile olması biraz can sıkan konuydu ama olsun…
Netice itibariyle “huzur ve istikrar” beklentimiz 2016’da gerçekleşmedi, inşallah 2017’de hakettiğimiz huzur ve istikrarı milletce yaşarız…

1208

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.